Sevmek Nedir?
Sevmek Nedir?
Sevmek inanmaktır. Sevmek yaşamaktır. Sevdiğini kendisi gibi, kendisinden de çok duyumsamaktır. Sevmek sevdiği olmaktır. Sevmekte ikilikler kalkar, bir olmalara gidilir. İki ten, iki kalp, iki gönül yoktur sevgide. Tek bir kalp olunur, tek bir yürek olunur. Sevmek paylaşmaktır. Sevdiğiyle sevdiğini paylaşmaktır. Sevdiğiyle kalbini bölüşmektir sevmek. Ki tek kalp olunsun.
Aşk Anlamaktır
Aşk Anlamaktır
"Aşk bir başkasını yaşamaktır." der Balzac. Bir başkasını yaşayamazken binlerce insanı anlamanın imkansızlığı ortada.
Biz bir tek kişiyi bile yaşayıp, anlayamıyorsak bizi de kimse anlamaz. Aşk anlamaktır. Anlamazsak sadece bir kişiye kölelik ya da egemenlik haline dönüşür. Size sevgi, hoşgörü ve zarafet sunmayan aşkı bırakın. Çünkü aşk yaşamı kolaylaştıracak bir akıntı olmalıdır. Azgın bir anafor değil; sonunda herkesin boğulduğu. Aşk bir zarafet ve inceliktir.
Esintiler / Anlık Duyumlar
ESİNTİLER / Anlık Duyumlar
Binlerce göz bakıyordu sanki ona. Oysa umarsız ve amaçsız öyle bakıyordu dalgın dalgın denize ya da ormana. Nerde olduğunun hiç önemi yoktu. Avcuna aldığı yüreğinin gözyaşlarını bile silemiyor, öyle bakıyordu. Neden, dedi...
Esintiler / Olay Bu
Esintiler / Olay Bu
Bugün yüreğime sordum seni nerde diye... Delisin, dedi. O, hep orda. Oysa zaman zaman sensizliğin zincirleri zorluyor damarlarımı ve sen diye diye ölmek istiyorum. Nedensizmiş sevdaların kaynağı, biliyor musun? Öyle bir rüzgar esermiş sam yeli misali, gelir kucağına otururmuş aşk, gülen gözleriyle ve sen, ne olduğunu anlayamaz, sarsılırmışsın fırtınadaki gemi gibi. İşte buymuş aşk misafiri...
Ben Sustum, Sen Söyle Sensizliğimi
Ben Sustum, Sen Söyle Sensizliğimi
Ey yâr, susuşum sözümü esirgemekten değil. Sana değen sözleri çoktan yitirdim; dudağım avare, dilim perişan.
Aklım ermiyor ki, sustuğumu bileyim. Kalbim ayılmıyor ki sana hitap edeyim. Kelimelerin sıcağı kaçmış, hece hece küllenmişler; sükût lehçesinde aç susuz bir mülteciyim şimdi. Seni taşa benzettiler. Öyle dilsiz, öyle hayatsız, öyle duygusuz diye. Değirmende konuşan taş değil midir peki? Acıyı öğütüp ekmek eyleyen senin dönüşün değil mi? Sen değil misin kabrimi bekleyen sadık yâr? Dillerin sustuğu yerde sen değil miydin ısrarla adını söyleyen unutulanların? Sen değil misin nice dertlinin derdini hiç itirazsız dinleyen?
Kendime Virgülsüz Sitemler
Kendime Virgülsüz Sitemler
Ruhumdan yüreğime pulsuz mektuplar ----
Gözyaşlarım aydınlatıyor şehrimin karanlık sokaklarını.Ağır aksak yürüyorum hayatımın karelerinde..Kimi zaman düz yollarda sebepsizce yıkıldım , kimi zaman yıkılanları topladım yalnızlığı yavan dudaklarımla emerken..Hep gölgelerde yalnız başıma güneşin doğuşunu seyrettim..Bir yudum sevgiye tutunup kirlenmemiş umutlarımı düşledim.
Gidişim, Bendeki Yokluğun Olacak
Gidişim, Bendeki Yokluğun Olacak
Aşağıda herşey giderek küçülüyor küçüldükçe bütün yollar birbirine benziyor nbütün ağaçlar bütün evler... Küçüldükçe,birbirine benzedikçe herşey hızla çoğalıp yokoluyor. Seni de böyle küçültebilecek miyim içimde O kentte seninle yaşanan o kocaman o küçük zaman dilimini diğerlerine benzetip çoğaltabilecek miyim?Yokedebilecek miyim? O kentin yollarında kaybolmuştum ben bütün sokaklar senin kapına çıkıyordu.Orada hangi evin kapısını çalsam sen çıkıyordun karşıma, belki de ben hep senin kapını çalıyordum. Baktığım bütün insanlarda bir parça seni gördüm,yüreğim irkilerek...
Nüshası Yok Hiçliğimin* / Aslım Sadece Sana Ait
Nüshası Yok Hiçliğimin* / Aslım Sadece Sana Ait
“ Kendimden vazgeçtim / sana “ ben “ kadar yakın olabilmek için “
Avuç içleri gül kokan bir kız çocuğuna gelin ettiğim mavi düşlerimle son kez eğiliyorum satırlara. Bir türlü anlatamadığım, bir türlü ispatlayamadığım sevdanın ketum dilini yine yükledim dudaklarıma. Hiçbir sıfatla özdeştiremediğim yüreğini anlattım harf harf. Gelincik tarlalarına hediye eylediğim gözyaşlarımla yazdım seni dua dua.
Aşk ve Ön Söz
Aşk ve Ön Söz
Karşılıklı sevginin Leyla’larda Mecnun’larda kaldığını anlamak için karşılıksız sevgi yaşamak gerekiyormuş. Birini sevmenin delice bir aşkla bağlanmanın güzelliğini yaşamak için hazan mevsimine gelmek olduğunu bilmiyordum. Meğer hayatta ne çok şey kaçırmışım...
Hoşçakal'ım... ELveda'm dı... Anlamadın...
Hoşçakal'ım... ELveda'm dı... Anlamadın...
Belki alışkındı kulakların bu iki kelimenin dudaktaki dansına... Hoşça kal ; bir daha görüşmenin güvencesiydi. Bir önceki adımıydı bir sonraki buluşmanın... Hoşça kal denir ve hoşça kalınırdı senin aşklarında... Oysa bende Elveda demektir hoşça kal, bilemedin; kısacık zamanlara sığan tutkunun kılavuzluğundaki bu aşkta...
Gitme!
Gitme!
Git... Yüzüme öyle bakma git. Hiç durma, bir gidenin bir daha dönemeyeceği kapı orada git. Hiç birşey açıklamak zorunda degilsin...Giderken söyleyecek söz bulamaz insanlar. Sen bahanelerinin arkasına sığınanlardan olma, git..
Düşlerimizde Kaldı Sevdamız...
Düşlerimizde Kaldı Sevdamız...
Gökyüzü zifiri karanlıkken , pembe bir dünyada el ele bu sevdanın içineydik dünyada el ele bu sevdanın içindeydik biz seninle ve hep birlikte olmaktı temennimiz... Pembe düşlerimiz vardı, içinde sadece ikimizin bulunduğu. Bu kısacık aşkımızda en güzel akşamları en güzel sevinçleri paylaştık... Sevmeyi öğretin sen bana. Yüzün gülerken, içinde mutlu olabileceğini öğrettin sen bana... Yüzün gülerken, içinde mutlu olabileceğini öğrettin.. Yaşamanın seninle güzel olduğunu gösterdin...
Kendimin Sürgünüyüm...
Kendimin Sürgünüyüm...
Karanlık bir gecenin sessizliğiydi kaldırım taşlarına sızan.. Yalnız, yorgun ve bitkin.. Yüksek gerilimli saatler yaşanıyordu ay ışığında.. Ne kadar güzel parlıyor oysa.. Önünden salına salına geçen teknoloji harikası metal kanatlı kuşlara aldırmadan..
Sensizliğin ilk sesi neydi hatırlamıyorum. En son ne zaman yemek yediğimi hatırlamadığım gibi..Y elkovan kavuşmuşmuydu yoksa akrebe? Bilmiyorum.. Soluğun zamanın araladığı her noktadan içime ilmek ilmek işliyor bu gece.. Kayan her yıldız seni bana getiriyor ve herdefasında çok yakınıma aynı anda çok uzaklara bırakıyor.. Ruhum üşüyor.. Kalemimden kan damlıyor. Her damla öfke oluyor, acı kokuyor..
Bir Tek SeNi Unutamam...
Bir Tek SeNi Unutamam...
Bir başıma bu kentin sokaklarında yürüyorum. Üşüyorum. Ne kadar uzaksan bana o kadar soğuyor hava. Sen yoksa, sıcaklık hep mevsim normallerinin altında. Bu yüzden meteoroloji raporları umurumda bile değil. Kar mı yağıyor yoksa yağmur mu bana ne? Ben senin hasretinle sırılsıklamım zaten,daha ne kadar ıslanabilirim ki?
Burada mısın değil misin belli değil. Bazen gidişlerin kahramanı oluyorsun, bazen sonsuz kalışların. Doyumsuz gecelerdesin kimi zaman, bazen de yalnız karanlıklardasın. Bitmek bilmez bir şarkısın ama ben mi notaları yanlış basıyorum da sen bu şarkıyı söyleyemiyorsun? Neden susuyorsun?
Geldigin Gibi Gittin..!
Geldigin Gibi Gittin..!
Geldiğin gibi gittin.. Sensiz nasıl suskunsam, şimdi bir o kadar haykırıştayım. Duyanım yok. Gönül duvarıma vurdukça gözyaşlarım, sadece akreple yelkovan şahit sensizliğin ölümüne.
Bir insan yok oluyor bu gece, mutlu bir tablo düşüyor aşk çivisinden. Kırılan camlar arasında kanıyor can yarım. Sol yanım yine üşümeye başladı, oysa çöl akşamlarının ortasındaydım seninle.